ABD Başsavcısı Elizabeth Prelogar, Anayasa Mahkemesi’ne sunduğu 62 sayfalık dilekçede, ticari bir banka olan Halkbank’ın hisselerinin çoğunluğu Türk hükümetine ait olduğu gerekçesiyle, çok sayıda federal ceza yasasını ihlal etmesine rağmen, ABD tarafından cezai kovuşturmadan kategorik olarak muaf tutulmak istediğini, ancak bankanın “Bağımsız Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası’nın” hiçbir şekilde kapsamına girmediğini kaydetti.
ABD Başsavcısı Prelogar, yasa kapsamında olmayan Halkbank’ın, ABD’de yargılanabileceğini belirtti.
Voa Türkçe’deki habere göre; ABD Başsavcısı, New York’un Güney Bölgesi Savcılığının, Halkbank’ı, Amerikan Maliye Bakanlığı’na karşı suç işlemek, yasal işlevleri engellemek için komplo kurmak, Acil Ekonomik Güçler Yasası’nı ihlal ederek banka dolandırıcılığı yapmak için komplo kurmak, İran’a yönelik yaptırımları delmek ve kara para aklamakla suçladığını hatırlattı.
ABD Başsavcısı ayrıca Halkbank’ın da sanık olarak yargılandığı Rıza Sarraf davasının, şimdiye kadar İran’a yönelik yaptırımlarla ilgili açılan en büyük komplo davası olduğunu vurguladı.
“Sarraf suçunu kabul etti Atilla hüküm giydi”
Dilekçede, Sarraf’ın, Halkbank aracılığıyla milyarlarca dolarlık İran parasını aklama planında petrol ve doğal gaz gelirlerinin en az bir milyar dolarının aklanmasının ABD mali sistemi aracılığıyla gerçekleştiği, davacı bankanın bu planın bir parçası olduğu kaydedildi.
(ABD’de hüküm giyerek hapis yatan eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla)
Halkbank’ın, ABD yetkililerinin tüm uyarılarına rağmen gerçeği gizlediği belirtildi. Sanık Sarraf’ın tüm suçlamaları kabul ettiği, Halkbank’ın uluslararası ilişkilerden sorumlu eski genel müdür yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın da aynı davada yargılanarak hüküm giydiği hatırlatıldı.
ABD Başsavcılığı, Halkbank’ın kendisine yöneltilen suçlamaları reddetmek için harekete geçtiğini, cezai kovuşturmadan muaf olduğu teorisini ortaya attığını, “Bağımsız Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası’na” sığınma girişiminin federal ve bölge mahkemelerinin de Halkbank’ın teorisini, yargı dokunulmazlığı için herhangi bir dayanak bulunamadığı gerekçesiyle reddettiği kaydedildi.
“Anayasa Mahkemesi Halkbank aleyhine karar vermelidir”
Başsavcı, Halkbank’ın hisselerinin büyük bir çoğunluğu Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olsa da gerçekleştirdiği ticari faaliyetler nedeniyle yargıdan muaf olamayacağını belirterek ”Halkbank, Türkiye’ye bağlı bir kamu bankası olsa bile, yapmış olduğu ticari faaliyetler bu bankayı, istisnalar kapsamında değerlendirme ve ‘Bağımsız Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası’ dışında tutar. Halkbank’ın ABD’de yargılanması için yasal bir engel yoktur” görüşünü paylaştı.
Başsavcı, “Halkbank, ‘Bağımsız Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası’na, göre yargıdan muaf olmasını sağlayacak hiçbir yasal kategoride yer almamaktadır. Anayasa Mahkemesi, Halkbank’ın temyiz talebini reddetmeli, Halkbank aleyhine bir karar vermelidir” ifadesini kullandı.
Halkbank mahkemeden lehine karar vermesini istemişti
Anayasa Mahkemesi’ne avukatların sunduğu dilekçelerde, Halkbank’ın ABD yasalarına göre ceza muafiyeti hakkının olduğu, uluslararası hukuk çerçevesinde Halkbank’ın yargılanamayacağı eğer yargılanırsa bu durumun önemli uluslararası yansımalarının olacağı savunmuştu.
Dilekçede, Anayasa Mahkemesi’nin bu tür riskleri göz önüne alarak Halkbank’ın temyiz talebini kabul etmesi ve bankanın lehine bir karar vermesi gerektiği vurgulanmıştı.
Mahkemeye sunulan dilekçelerde, Halkbank’ın Türkiye Cumhuriyeti’ne ait bir kamu kuruluşu olduğu için ABD’de yargılanamayacağı belirtildi. “Bağımsız Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası”na vurgu yapılarak ABD Kongresi’nin yasayla ilgili daha önce almış olduğu kararlar da hatırlatılmıştı.
Halkbank’ın avukatları sundukları dilekçelerde, bankanın ABD’de yargılanmaya çalışılmasını “türünün ilk örneği olan bir soruşturma ve yargılama girişimi” olarak değerlendirdi. Halkbank’ın ABD’de yargılanması halinde geniş kapsamlı olumsuz küresel sonuçlar yaratacağı görüşü de dile getirildi.
Halkbank’ın, ABD Anayasa Mahkemesi’ndeki ilk temyiz duruşması 17 Ocak tarihinde yapılacak. Mahkeme’nin yapılacak ilk duruşmada karar verebileceği eğer gerekli görürse ek duruşmalar da yapabileceği belirtiliyor.